Gençlere değer katacak içeriklere Google Haberler'den abone olmak ister misiniz?.Google Haberlere Abone Ol. Gençliğe değer katma arzusuyla..
Sanat tarihi yüzyıllar öncesine, insanoğlunun ilk dönemlerine kadar dayanır. Bir taştan başka bir şeyi olmayan insanlık, o dönemlerde bile mağara duvarlarına yaptığı küçük çizimlerle başka dünyaların, hayallerinin ve yaşadıklarının dışa vurumunu sergilemişlerdir. Bazen hüzünlü bazen ise mutlu duyguların yansıması olan çizimler ressam hakkında bilgi edinmemizi sağlar. Fakat sanatçının kendi dünyasından başka durumları ve duyguları yansıttığı resimleri de olur. Bu resimleri sanatçının kendi duygu durumu olarak yorumlamak bizi yanlışa sürükleyebilir. Gelin dünyaca ünlü tablolar neler inceleyelim..
Sanat nedir sorusunun ise net bir cevabı bulunmamaktadır. Resmin, sanatçının elinden çıktıktan sonra ondan bağımsızlaştığı ve artık hür bir şekilde yaşamına devam ettiği düşüncesi birçok kesim tarafından benimsenmiştir. Burda düşünülen şey eserin tekil olarak sanatçıdan bağımsız bir şekilde değerlendirilmesidir. Çünkü önemli olan bir sanat eserinin size ne anlatmaya çalıştığı değil sizin onda neyi var etmek istediğinizdir. Yani aslında resimleri her yorumlayışınızda sizinle birlikte tekrardan hayat bulur ve canlanırlar. Her ne kadar böyle düşünenlerin sayısı günümüzde fazla da olsa yine de dünyaca ünlü tabloları yapan sanatçıların kim olduğu ve hayatları çokça merak edilir.
Eseri hazırlarken hangi süreçlerden geçtiği, ne amaçla bu resmi yaptığı gibi birçok merak uyandıran düşünce kafalarda oluşur. Bu merak uyandırıcı düşüncelerin bir bağlama kavuşması sonucunda ise esere artık ilk bakıştaki gibi önyargısız bir şekilde bakmanız pek mümkün olmaz. Eseri sanatçısı ile özdeşleştirmiş ve bağımsızlığını yitirmiş bir konuma düşürmüş olursunuz. Bu durum bazıları için ise eseri yorumlamayı ve onunla bir bağ kurmayı daha kolay kılar. Çünkü eseri tek başına yorumlamanın yanlış olacağını ve sanatçıdan bağımsız olmasının imkansız olduğunu düşünenler vardır. Hangi tarafta olunursa olunsun konu dünyaca ünlü tablolar olduğu sürece üstünde düşünmenin de tartışmanın da zevkli olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Tablolar ve Dünyaca Ünlü Sanatçıları
Tablolar sanatsal açıdan değerlendirildiğinde farklı önemlere sahiptirler fakat dünyaca ünlü tablolara bakıldığında ünlerini sadece sanatsal değerlerinden aldığını söylemek yeterli olmaz. Tablo sahibi olan sanatçıların hayat hikayeleri tabloları daha da merak uyandırıcı kılmış ve tüm dünyanın etkisini çekmeyi başarmıştır. Resimler sadece beğenilmekle kalmamış bir süre sonra içlerinden bazılarının ressamları üzerine çeşitli filmler bile çekilmiştir. Böylece sanat dallanıp budaklanmış ve yedinci sanat olarak bilinen sinemaya kadar sıçramıştır. İlhamlarını hayal güçlerine borçlu olan ressamların en çok ilgisini çeken konular ise mitoloji ve doğa olmuştur. Efsanevi kahramanlıkların ve eşsiz renkleriyle insanın moralini yükselten doğanın enfes yansıması en başarılı ressamların elinde tekrar hayat bulmuştur. Bu dünyaca ünlü tabloları daha detaylı olarak incelemek gerekirse şu şekilde göz atabiliriz;
Girl With a Pearl Earring (İnci Küpeli Kız), Johannes Vermeer
Dünyaca ünlü tablolar arasında en gizem uyandıranı ”İnci Küpeli Kız” tablosu olarak bilinir. Aslen Hollandalı olan ressam Johannes Vermeer’in elinden çıkan bu eşsiz tablo yağlı boya sanatıyla yapılmış olup, ressamın ‘’başyapıt’’ eseri olarak bilinir. Hatta bazı araştırmacılar Johannes Vermeer’i ‘’Hollandalı Da Vinci’’ eseri ise ‘’Kuzeyin Mona Lisa’sı’’ olarak tanımlar. Adından da anlaşılacağı gibi eserin odak noktası inci bir küpedir. Eser, 1902’den beri Lahey’de, Mauritshuis Galerisi’nde sergilenmektedir. Ne yazık ki Vermeer ve tabloları hakkında pek fazla detaylı bilgi bulunmamaktadır.
Tabloda sol üst köşede ‘’IVMeer’’ şeklinde ressamın imzası bulunsa da tarih bulunamamıştır. Eserin dünyaca ünlü tablolar arasında yer almasıyla büyük ilgi görmesi beraberinde tabloda yer alan kızın kim olduğu sorusunu da getirmiş. Yıllardır çeşitli yöntemlerle incelenen tablodaki resmedilen kızın kim olduğu hala büyük bir merak konusu. Kimileri ressamın kızı, kimileri hizmetçisi, kimileri ise aşkı olduğunu düşünürken bazıları ise gerçekte var olmayan hayal ürünü bir kız olduğunu düşünüyor. Fakat bu konuda kesinleşen tek şey tablodaki kızın, eserin yapım yılından dolayı yaşının tutması mümkün olmayan, ressamın kızı olma ihtimali. Resim büyük gözlü, egzotik bir elbise giymiş ve küpe olarak bakıldığında oldukça büyük diyebileceğimiz bir inci takmış olan avrupalı bir kızı tasvir ediyor. Eserin boyanma tarihinin ise yaklaşık olarak 1665 yılı civarları olduğu düşünülmekte.
Araştırmacıların yıllardır büyük ilgisini çeken bu resim hakkında bulunan son gelişmeler ise heyecan verici. Resimde koyu ve siyah olarak görülen alanın aslında yeşil bir perde olduğu anlaşıldı. Küpeyi oluşturan beyaz kurşun İngiltere’deki Peak District dağlık alanından gelirken, ultramarin mavisinin Afganistan’ın modern zamanlarındaki madenlerden bir taş olan lapis lazuli’den elde edildiği görüldü. Resimdeki kırmızının Meksika ve Güney Amerika’daki kaktüs bitkilerinde yaşayan böceklerden yapıldığı saptandı. Tabii araştırmacılara göre Vermeer, malzemelerini almak için dünyayı dolaşmadı, büyük olasılıkla Hollanda’nın güneyindeki Delft’ten satın aldı. Günümüzde replika versiyonları bulunan bu dünyaca ünlü tablolar duvar tabloları olarak evlerde ve çeşitli mekanlarda kullanılmakta.
The Starry Night (Yıldızlı Gece), Van Gogh
Van Gogh tabloları özellikle günümüzde sosyal medyada büyük ilgi görmekte. Bu eserin dünyaca ünlü tablolar arasında yer almasında büyüleyici etkisinin dışında ressamının yaşadığı hayatın insanlar tarafından bu kadar ilgi görmesinin de etkisi var. Sanatçı çeşitli psikolojik bunalımlar geçirmesi nedeniyle hayatı boyunca pek çok zorlukla karşılaşmış ve zorluklardan resim yaparak uzaklaşmayı tercih etmiştir. Özellikle maddi açıdan pek birikimi bulunmayan Van Gogh, eserlerini oluşturmak için kullanacağı boyaların parasını bile abisi Theo’dan temin edermiş. Fakat bu maddi bunalımın da etkisiyle psikolojisi iyice kötü bir hal alan ressam, günün birinde çok aşık olduğu sevgilisine hediye olarak kendi kulağını yollar. Kestiği kulağı gören sevgilisi şok içinde kalır. Theo ise kardeşi için günden güne daha da endişelenmeye devam eder. Bütün bu maddi manevi problemlerin etkisinde olan Vincent Van Gogh, yine de ortaya muhteşem eserler çıkarmış ve dünyaca ünlü tabloların arasında en önemlilerinden biri konumunda olmayı başarmıştır.
Psikolojik rahatsızlığından dolayı sanatoryum adı verilen akıl hastanesinde kalmaya başlayan Gogh, kaldığı odasının doğuya bakan penceresinden görünen Saint Remy de Provence köyünün gün doğuşundan hemen önceki görünüşünü resmetmiştir. Gogh’un gerçekten gökyüzünü ve diğer cisimleri resmettiği gibi mi gördüğü yoksa sadece hayal gücünü tuvale mi aktardığı merak konusudur. Amsterdam’da bulunan Van Gogh Museum’da birçok eseri bulunan sanatçının Yıldızlı Gece Tablosu ise New York’ta konumlanan Museum of Modern Art’da yer alır.
The Scream (Çığlık), Edvard Munch
Munch’un esere verdiği orijinal Almanca isim Der Schrei der Natur (Doğanın Çığlığı), Norveççe isim ise Skrik (Çığlık) idi. Resimde ön planda acı çeker gibi görünen bir kişi, arka planda ise Ekeberg tepesinden Oslofjord’un görünümü yer alır. Oslofjord göğü kan kırmızısı rengindedir. Dünyaca ünlü tablolar incelendiğinde içlerinde insanda en çok huzursuzluk hissiyatı yaratan resim olarak bilinir. Özellikle modern sanat ve kültürde büyük olay yaratan ve ilgi gören bir eserdir. Resim hakkında bilgiyi ve ressamın ne düşünerek bu eseri oluşturduğunu ise kendisine ait günlükte yazdığı yazıları okuyarak yararlanıyoruz.
Edvard Munch, iki arkadaşıyla birlikte yürüdüğü sırada güneş batmaktadır ve gök kan kırmızı rengindedir. Ressam, biraz soluklanmak için trabzanlara yaslanır ve iki arkadaşı yürüyüşlerine devam eder. Dinlenmek için durduğu esnada durup göğe bakan Munch, doğanın çığlığını hissettiğini günlüğünde dile getirir. Aynı zamanda bu eseri yaptığı dönemde hasta ve yorgun olan ressamın bu ifadesinde gerçekçi olup olmadığı da tartışılır. Bu yankı uyandıran resim maalesef ki hırsızların da ilgisini çekmiştir. 2004 yılında Munch Müzesi’nden çalınan dünyaca ünlü tablolardan Çığlık ve Madonna neyse ki iki yıl sonra sağlam bir şekilde bulunmuş ve müzedeki yerlerine geri konularak tekrardan sanatseverlerle buluşturulmuştur.
İlginizi Çekebilir: Sanat Eseri Nedir?
İçerik hizmetlerimiz için iletişime geç!. Gençliğin gücüyle firmalara değer katma arzusuyla..