Gençlere değer katacak içeriklere Google Haberler'den abone olmak ister misiniz?.Google Haberlere Abone Ol. Gençliğe değer katma arzusuyla..
Narkissos karakteri mitolojik bir karakterdir ve ana kaynağımız bu konuda Ovidius’un yazdığı bir şiirdir. Kendisi ırmak Tanrısı Kephissos ile arındırıcı suların bekçisi olan peri Liriope’nin oğlu olarak dünyaya gelir. Bir kahin Tanrı ve periye eğer ki Narcissus’un kendi görüntüsünü görmediği sürece hayatta kalacağını söyler. Aynı zamanda kendisine körkütük aşık olmuş hiç kimseye aldırmayan, peri kızı tabirinin gerçek hali olan Ekho, bir gün rastlantı eseri Narcissus’u avlanırken görür. Ekho bu genç yakışıklıyı görür görmez aşık olur. Ancak güzeller güzeli peri kızının bu aşkı ne yazık ki karşılıksız kalır, Narcissus peri kızının yanından uzaklaşır. Ekho kendi aşkına karşılık vermeyerek uzaklaşıp giden Narcissus’a günden güne daha çok bağlanır ve adeta kara sevdaya tutlur… Efsaneye göre öyle çok acı çeker ki Ekho kendi kendini tüketir, acısının çığlıkları duyulmaz ve içine kapanarak hayatını kaybeder. Vücudundan arta kalan kemikler sert kayalara zavallının sesi ise bu kayaların arasında ‘’eko’’ dediğimiz yankılara dönüşür. Bu duruma fazlasıyla kızan Olimpos sakinleri Ekho’nun intikamını almak adına Narcissus’a bir ceza vermeye karar verirler. Narcissus yine avlanmak için ormana gittiği sırada susuzluktan dili damağına yapışır ve susuzluğunu gidermek için nehre gider. Bu esnada Narcissus kendi yansımasına bir anda dikkat kesilir ve kendisine adeta aşık olur. Hikayenin bu kısmı aslında iki farklı kola ayrılmakta. İlk kısımda Narcissus kendi güzelliği karşısında büyülenir ve geriye kalan tüm zamanını sadece kendini seyrederek geçirir. Narcissus aynı Ekho gibi yemez içmez ve kendi kendini tüketerek, kendini severek bulunduğu yere kök salan Narcissus bir nergiz çiçeğine dönüşür. Ardından Styx nehri sularına karışır, gölün Narkissos’un ardından ağladığını gören biri de sorar ‘’seninle bu kadar vakit geçirmiş Narkissos’u kaybettiğine mi ağlıyorsun? ‘’ göl de cevap verir ‘’ ben Narkissos’un gözlerinde kendi yansımamı görüyordum. Onu kaybettiğime ağlıyorum’’ der… Hikayenin diğer versiyonunda ise Narcissus kendi görüntüsüne o denli aşık olur ki kendine sarılmak kendisini öpmek ister. Bu yüzden kendi yansımasına doğru ilerler ve nehrin derinliklerine dalıp boğularak can verir, ardından bir nergis çiçeğine dönüşür. Her iki taraftan da bu hikaye nergis bitkisinin isminin ve Sigmund Freud tarafından psikolojiye dahil edilen ‘’narsistlik’’ teriminin ana kaynağıdır.
Caraviggo Kimdir?
Michelangelo Merisi da Caravaggio (1571-1610) Barok sanat akımının ilk büyük temsilcisi olan çok önemli bir İtalyan ressamdır. Caravaggio ismini Da Vinci gibi doğduğu kasabadan almıştır. Caravaggio ışık-gölge kullanımını ve resimsel düzenlemeyi kendine özgü ele alışıyla barok tarzı sanat akımının en önemli temsilcilerinden olmuştur. Caravaggio 13 yaşına geldiğinde Simone Peterzano’nun yanına 4 yıllığına çırak olarak girmiş, daha sonra Tiziano’nun öğrencisi olmuştur ve bu dönemde Venedik Okulu ile yakın ilişkiler kurmuştur. Caravaggio kişiliği açısından gerçekten çok garip bir karakterdi. Kendisi Meryem Ana’ın ölümünü resmederken inceleme yapmak için nehirde boğulan genç bir kadının cesedini çıkarıp model olarak kullandı. Hatta bazı resimlerinde Meryem Ana modeli için fahişelerle çalışmıştı. Bu durum tahmin edileceği üzere kilise için skandaldı ve Caravaggio’nun kilise için tehdit oluşturduğu ölçüde kilise de Caravaggio için tehdit oluşturmaya başladı. Caravaggio Rönesans sanatında yapıldığı gibi insanı tanrılaştırmıyor tanrıyı insanlaştırıyordu… Bunların sonunda kilise artık Caravaggio’dan resim sipariş etmeyi kesti ve sonunda Caravaggio yargılandığı bir mahkemede suçlu bulunarak hapse atıldı. Hapis cezası ev hapsine çevrilmiş fakat o bunu umursamamış evden kaçmış sonra tekrar hapse girmişti.
Caravaggio bu olaylardan sonra iyice zıvanadan çıkmış, tehlikeli ve saldırgan birine dönüşmüştü. En ufak tartışma yaşadığı birini ölümle tehdit ediyor ve onu düelloya davet ediyordu. Bu denli yüce bir sanat ruhuna sahip olan birinin bu gangster ve serseri ruhunun sahiden sansürsüz dışa vurumu sanat tarihinin en ilginç olaylarından biridir. Caravaggio gün geçtikçe kontrolünü kaybediyordu, bir skandalın gerçekleşmemesi işten bile değildi. Bu skandalda tabi ki başrol yine bir kadının, Lean isimli Roma’nın en sevilen hayat kadının Caravaggio beyimizin de gözdesiydi. Onu çoğu resimde model olarak kullanmıştı, o Meryem Ana’sıydı, kutsalıydı… Caravaggio ona derinden bir aşk besliyordu fakat bu konuda yalnız değildi, Mariano da Lean için yanıp tutuşuyordu.
Caravaggio bu aşkı paylaşmaya hiç niyetli değildi ve Mariano’yu düelloya davet etti, genç adam bu teklifi reddetse de konu henüz Caravaggio için kapanmamıştı. Bu düello teklifinin ardından daha birkaç gün geçmişti ki Mariano bir gece saldırıya uğradı, sırtından ağır yaralanan genç aşık çok fazla direnç gösteremedi ve hayata gözlerini yumdu… Failden kimse net olarak emin olamasa da herkesin aklında tek bir isim vardı, Caravaggio! Bu olayın ardından Caravaggio yine bir kadın için Ranuccio Tomassoni’ye meydan okumuş ve onu düelloda vahşice katletmişti. Bu olaydan sonra Roma Caravaggio’nun başına ödül koydu, kendisi artık daha uzun süre başkentte kalamazdı, kendisini Malta’ya sürdü ve orada Sen Jean Şövalyelerine katıldı. Böyle bir serserinin Sen Jean Şövalyelerine katılması aslında imkansızdı fakat kendisinin başlattığı barok akımı dünyaya yayılmış ve Caravaggio büyük saygı duyulan bir adam olmuştu. Ne var ki Caravaggio bu saygın namıyla bir bütünlük oluşturmamakta kararlıydı, burada da rahat durmadı ve bir anlaşmazlık sonucu şövalyelerden birini katledecek peşine de tekrar hapse girecekti. Ardından bir kaçış yolu bulup kendini Sicilya’ya kaçmayı başaran Caravaggio burada biraz olsun durulmaya başlayacaktı. Caravaggio’nun son baş yapıtı olan Davut ve Golyat çalışmasında Davut’un ellerinde tuttuğu kellede model olarak kendini kullanacak ve adeta başına ödül koymuş Roma’ya affedilmek için kendi başını teslim ettiğinin gömdermesini yapacaktı…
Hayır Hayır! Şimdi Olmaz!!!
Caravaggio Napoli’de öylesine, sıradan bir sanatçıydı ve insanlarda pek saygı uyandırmıyordu. Bir akşam meyhane çıkışı saldırya uğrar ve ağır yara alır. Bir şekilde hayatta kalmayı başaran Caravaggio’ya iyi haber Roma’dan gelir. Caravaggio affedilmiştir artık Roma’ya, evine dönebilir! İlk fırsatta Roma’ya giden bir gemiye resimleriyle birlikte kendini atmıştı, artık sürgün bitmiş, kötü günler geride kalmıştı ve ona her şeye en baştan başlamak için harika bir ikinci şans verilmişti… Fakat kader bu ya Palo Laziale yakınlarında belgelerini kontrol ettirmek için karaya inmişti. Ya oradakiler onun affedildiğini henüz öğrenmemişti ya da başka bir suçluya benzetmişlerdi ki onu tekrar hapse attılar. Caravaggio’nun masum olduğu anlaşılınca salıverildi ve o da soluğu limanda aldı fakat her şey için çok geçti, gemi onu beklemden resimleriyle birlikte limanı terk etmişti… Geminin Porto Ercole’ye gittiğini düşünen Caravaggio kendini yollara atar ve yolda sıtmaya yakalanır. Yakınlarda bir hastaneye yatırılan büyük ressam orada hayata gözlerini yumar…
Caraviggo’nun Narcissus’u
Caravaggio bu eserinde erdem hikayenin de özü gereği erdem üstüne çalışmıştır. Eserdeki figür gayet gerçekçi şekilde canlandırılmıştır ve biz suda bu figürün yansımasını görüyoruz. Bu resme dikkatli bakarsak oldukça koyu bir tema dikkatimi çekiyor, öylesine koyu ki sadece ana hatlar görülebiliyor. Resim aynı zamanda oldukça soyut bir yapıda, suyun sınırı tuvali tam ortadan ikiye ayırıyor. Bu sayede suya giren kol ile suyun koldaki yansıması birleşiyor ve tuvalin ortasında gördüğümüz dairesel form oluşuyor. Şahsen, burada gerçek ve soyutun birbirine bağlı oldukları adına bir alt metin olduğunu, hayatın ve sanatın ne tümüyle gerçekçilikten ve rasyonellikten, ne de hayal ve soyutluktan oluştuğunun, yaşamak ve yaratmak için bu ikisine de ihtiyaç duyulduğunu bizlere göstermeye çalıştığını düşünüyorum. Figür suya doğru eğilirken bize doğru da yakınlaşmakta, izleyiciye doğru uzanan figürler barok sanatında gördüğümüz bir tarz. Tuvalin arka planı tamamen karanlık bu sayede dikkatimiz tümüyle figürün üstünde. Tuvalin sol tarafında bulunan figürün sağ eli toprağa dayanmış bir halde, kendisini kucaklamak için figür öylesine yakınlaşmış ki suya düşmesine sadece bir an varmış gibi… Caravaggio tam olarak o anı bize veriyor, Narcissus kendisine aşık oluyor ve birazdan kendisine kavuşacak, sonsuza dek…
İlginizi Çekebilir: Rönesans Dönemi Özellikleri Nedir? Sanatçıları Kimlerdir?
İçerik hizmetlerimiz için iletişime geç!. Gençliğin gücüyle firmalara değer katma arzusuyla..