Gençlere değer katacak içeriklere Google Haberler'den abone olmak ister misiniz?.Google Haberlere Abone Ol. Gençliğe değer katma arzusuyla..
Oedipus Kompleksi ve Elektra Kompleksi
Psikanaliz, davranışlarımızın ruhsal birtakım sebeplerin sonucu olarak dışa yansıdığını öne süren bir anlayışı kabul etmektedir. Davranış bozukluklarının tedavisinin ise kişinin bilinçdışı işleyiş mekanizmasını anlayarak, farkına vararak mümkün olduğunu belirtir. Merkezde olan bilinçdışıdır ve birtakım yollar ile bilinçdışı, bilinçli hale gelebilir. Çocuklukta arzulanan ve engellenmiş olan dürtülerin, yetişkinlik döneminde ortaya çıkan karakter yapılanması üzerinde durur. Freud tarafından ortaya konan fallik evrede, oedipus kompleksinin görülmeye başlandığı ifade edilir.
Freud kişilik gelişimini, psikoseksüel gelişim olarak beş evrede açıklamaktadır.
- Oral Dönem (0-1,5 yaş)
- Anal Dönem (1,5-3 yaş)
- Fallik Dönem (3-6 yaş)
- Latent/Gizil Dönem (6-12 yaş)
- Genital Dönem(12-18 yaş)
Bu dönemler arasında fallik evrede çocuklar cinsel organlarına , cinsel farklılıklara ve anlamlarına ilgi duymaya başlar.
Bu dönemde, erkek çocuklarda oedipus kompleksi; kız çocuklarda ise elektra kompleksi başlangıcıdır. Erkek çocuk annesini arzular, annesine karşı ilgi duyar. Bu arzudan dolayı baba tarafından cezalandırılmaktan korkar, iğdiş edilme kaygısı yaşar. Yaşamış olduğu bu kastrasyon karmaşası hemcins ebeveyni olan baba ile özdeşim kurması ile çözüme ulaşabilir. Kız çocuk ise penis imgelemine imrenme duyar, babaya karşı hayranlık ile babayı arzular.
Bu arzusundan dolayı annesi tarafından cezalandırılma kaygısı yaşar. Bu evrede kız çocuğun anne ile olumlu iletişimi ve özdeşimi sayesinde elektra karmaşası çözüme kavuşur.
Mitolojideki Yeri: Kral Oedipus’ un Hikayesi
Birkaç farklı hikâye edilişi olsa da en bilinenlerinden birini aktaracağım. Labdakos’un oğlu Laios, kraldır. Karısı İokaste bir çocuk doğurur. Tanrı Apollon çocuğun babasını öldüreceğini kendilerine bildirir. Laios ile karısı bu felaketin önüne geçmek için çocuğu bir dağa attırırlar. Ondan kurtulduklarını düşünürler fakat o sıra dağda sürülerini otlatan bir çoban çocuğu kurtarır, başka bir kral ve kraliçeye çocukları olmadıkları için verir. Çocuğun ayakları ip ile bağlı olduğu için şişmiştir bu şişkinlikten dolayı çocuğa “Oidipus” adı verilir. Günün birinde bir tartışma esnasında kendisine uydurma evlat denildiği için şüphelenir. Bir kâhine gider. Kâhin ona kimin oğlu olduğunu söylemez fakat babasını öldüreceğini ve annesiyle evleneceğini haber eder. Oidipus bunun üzerine saraydan kaçar fakat asıl felaketler bundan sonra ortaya çıkar. Oidipus yol sırasında karşılaştığı kişiler kendilerine yol vermeyince öfkelenir, saldırır ve adamları öldürür. Öldürdüğü kişiler arasında öz babası Laios da vardır fakat Oidipus’ un bu durumdan haberi yoktur. Yoluna devam eder. Thebai’ ye yaklaşır o sırada Sphinks adında bir canavar yol üzerinde oturmuş gelip geçenlere bilmece sormakta, çözemeyenleri ise parçalamaktadır. Laios’un ölümünden sonra Thebai’yi canavardan kurtaracak olan kişiye Thebai tahtı verilecektir.
Oidipus şansını denemek ister; canavar ona bilmecesini sorar: “Sabahleyin dört, öğleyin iki, akşam üçayakla yürüyen yaratık hangisidir?” Oidipus şöyle cevap verir: “İnsandır; çocukluğunda iki eli, iki ayağıyla yürümeye çalışır; büyüdüğü zaman iki ayağıyla yürür; İhtiyarlığında da bir değneğe dayanır.” Oidipus artık Thebai’nin tahtına geçer, bilmeden anası kraliçenin kocası olur.
Ondan iki erkek iki de kız çocuğu dünyaya getirir. Apollon’un bildirdiği felaketler de gerçekleşmiş olur. Çok geçmeden, kentte veba, kıtlık baş gösterir. Kâhine danışırlar; kralı öldürenin Thebai’de yaşadığını, felaketin asıl sebebinin bu olduğunu, onu bulup kentten atmadıkça beladan kurtulamayacaklarını söyler. Oidipus bu kişiyi araştırmaya başlar kendi olduğunun farkına varır. Günahlarının kefaretini öder ve ortadan kaybolur.
Lacan Sözlüğü kitabında Jean Pierre Clero, Oedipus karmaşası için, Öznenin anneye sahip olmanın yasını tutma ve babaya özdeşim kurma yoluyla imgesel düzenden simgesel düzene geçişin temsil edilmesidir” (Clero, 2011: 89) der. Yani çocuk anneyi arzular fakat bu arzuya ulaşmasında baba engel teşkil etmektedir. Baba bu ikili ilişkide üçüncü olarak vardır. Annenin babayı arzuladığını fark eden çocuk, baba karşısında güçsüzlüğünü fark eder ve bundan sonraki süreçte anneden vazgeçerek, baba ile özdeşim kurma yoluna girmeye çalışır.
Freud’a Göre Oedipus Kompleksi
Freud oedipus kompleksinin yenidoğan çağında başladığını ileri sürmektedir. Çünkü çocuğun ilk nesnesi kendisine bakım veren annesidir. Anne hem bakım veren hem de haz veren konumundadır. Çocuk fallik döneme geldiğinde annenin sürekli yanında olan ve kendisinden fiziksel olarak üstün özelliklere sahip olan babayı rakip olarak görür. Bilinçdışı bir şekilde babanın olmamasını arzular. Fakat çocuk, babanın kendisini iğdiş edeceği düşüncesiyle zamanla bu arzusundan vazgeçer. Freud, iğdiş kompleksinin erkek çocuklarında Oedipus kompleksinin bitişiyle, kız çocuklarında ise Oedipus kompleksinin başlangıcıyla gerçekleştiğini belirtir. İki cins üzerindeki etkileri farklıdır. Erkek çocuklarında anneye olan arzunun bastırılması, dişil eğilimi ve babaya olan öfkenin bastırılmasına, eşcinsel tercihlere yol açar. Kız çocuğunda babaya sahip olma arzusu, zamanla kendisini eksik doğuran anneye olan düşmanlığa bırakır. Yetişkinlik döneminde ya babaya benzeyen biriyle evlenme, ya eril eğilimle ya da eşcinsel yönelimle sonuçlanabilir.
Sonuç
Oedipus kompleksi fallik dönemde (3-6 yaş) erkek çocuğun, annesini arzulaması, bu arzusundan dolayı babasını kendisine rakip olarak görmesidir. Fakat babanın kendisinden fiziksel olarak daha üstün olduğunu fark eder ve babanın kendisini hadım edeceği korkusuyla bu rekabetinden vazgeçer. Bu süreci baba ile özdeşim kurarak, sağlıklı iletişim ve ilişkiler geliştirerek çözüme kavuşturabilir.
İlginizi Çekebilir: Gelişim Psikolojisi Nedir?
İçerik hizmetlerimiz için iletişime geç!. Gençliğin gücüyle firmalara değer katma arzusuyla..