Gençlere değer katacak içeriklere Google Haberler'den abone olmak ister misiniz?.Google Haberlere Abone Ol. Gençliğe değer katma arzusuyla..
Dünya tarihi boyunca binlerce ülke savaşmış, yenmiş veya yenilmiştir. Binlerce ülke bu sonuçta yıkılmıştır bazısı da güçlenmiştir. Silahla mücadelenin sonunda en az bu kısım kadar önemli olan diplomatik mücadele sürecine geçilir. Devletler askeri güçlerini yarıştırdıktan sonra stratejilerini de yarıştırırlar. Dünya savaş tarihi, silahlı mücadele döneminden başarıyla çıkıp diplomatik süreçte yenilgiye uğrayan devletlerle doludur.
Paris Antlaşması Nedir? Paris Antlaşmasının Süreci
Paris Antlaşması, 1856 yılında, Rusya ile Kırım Savaşı’nın da karşı tarafı olan Osmanlı Devleti, Fransa ve İngiltere arasında imzalanmıştır. Kırım Savaşı Rusya’nın Osmanlı Devleti’nin bağımsızlığını ve egemenliğini zedeleyecek isteklerde bulunması ve bu amaçla hareket etmeye kalkışmasıyla başlamıştır. En büyük sebebi ise Rusya’nın asırlardır devam eden sıcak denizlere inme politikasıdır. Savaşı dikkatle takip eden Avrupalı devletler Rusya’yı Avrupa ve Akdeniz’den uzak tutmak istemektedirler. Çıkar ortaklığı sebebiyle Osmanlı’nın yanında savaşa katılmışlardır. Bu sayede savaş galibiyetle sonuçlanmıştır. Osmanlı Devleti’nin zaferini sözde belgeleyen antlaşma ise Paris Antlaşmasıdır. Galip durumda müzakerelere katılan Osmanlı Devleti aleyhinde hususları imzalayarak ayrılmıştır. Tabi Osmanlı, Rus tehlikesinden bir süre de olsa uzaklaşmıştır. Antlaşması aslen Avrupa’daki güçler dengesini yeniden düzenlemiştir.
Paris Antlaşması Maddeleri
- Osmanlı Devleti artık bir Avrupa devleti sayılacak ve toprak bütünlüğü Avrupalı devletlerin garantisinde olacaktı. Bu madde sadece kağıt üstünde geçerliydi. Aslen bir önem taşımıyordu. Çıkarlar sayesinde birleşen ülkelerin sonradan bir çıkar çatışması sonucunda düşman olmaları kaçınılmazdı. Osmanlı’nın toprak bütünlüğünün başka devletlerin garantisi altında olması, derine inince aslında Osmanlı’nın toprak bütünlüğü Avrupalı devletlerin vicdanına bırakılmıştı. Bu durumda Osmanlı’nın nüfuzuna zarar vermiştir.
- Osmanlı Devleti Islahat Fermanı’nı devletlere tebliğ edecekti ve devletler fermanı kabul edeceklerdi. Ama kesinlikle Osmanlı’nın iç işlerine karışılmayacaktı. Bu madde Osmanlı’nın bağımsızlığına bir darbe olarak gelmiştir. Bu maddenin imzalanmasıyla Avrupalı devletlerin Osmanlı’nın iç işlerine karışması kolaylaşmıştır. Bu madde bir kapı niteliği taşır, bu kapı Osmanlı’nın iç işlerine açılır.
- Karadeniz tarafsız olacak, bütün tersaneler yıkılacak ve hiçbir devletin donanması bulunmayacaktı. Bu madde en çok Rusya’nın Karadeniz’deki nüfuzunu kırmak içindi. Ve başarılı da olmuştu. Yine taraf devletlerin en büyük amacı Rusya’nın sıcak denizlere inme politikasının engellemekti. Osmanlı açısından da bu madde zarar teşkil ediyordu. Galip şekilde girdiği antlaşmada mağlup olan Rusya ile aynı konumda tutulmuştur.
- 1841 Boğazlar Sözleşmesi aynen kabul edilmişti. Bu sözleşme boğazların kapalılığı ilkesini kapsar. Yabancı ülkelerin savaş gemilerine boğazların kapalı olacağı öngörülmüştür.
- Antlaşmayı imzalayan taraflar arasında anlaşmazlık çıktığı zaman şiddet kullanılmadan önce diğer taraf devletlerin aracılığını kabul edeceklerdi.
- Osmanlı Devleti daha önce kapitülasyonlar tanıdığı Sırbistan için tanınan imtiyazlar, ortak devletlerin garantisi altında olacak ve Osmanlı izinsiz bir şekilde Sırbistan’a askeri müdahalede bulunamayacaktı.
- Tuna nehrinde ulaşım serbest olacak ve bir Tuna Komisyonu kurulacaktı.
Paris Antlaşması Sonuçları
Paris Antlaşması, kısa süreli de olsa Osmanlı açısından Rus tehlikesini uzaklaştırmıştır. Rusya bu savaşta aslında güçlü bir devlet olduğunu göstermiştir. Önceleri Osmanlı’yı zayıflatarak emellerine ulaşmayı planlayan bir ülkeyken bu savaşla bu politikasından vazgeçerek yıkma amacını gütmüştür. Takıldığı nokta çıkarlarının Avrupalı devletlerle çakışmış olması durumudur. Avrupalı devletler ticaret yolları üzerinde güçlü bir Rusya yerine, üzerinde baskıları kurabildikleri Osmanlı Devleti’ni elbet ki tercih edeceklerdir. Avrupalı devletlerin Osmanlı üzerindeki baskısı Kırım Savaşı ile tam olarak artmıştır.
O dönemde ekonomisi çöken ve maddi açıdan büyük bir zorluk içinde olan Osmanlı Devleti Kırım Savaşı ile büyük çıkmaza girmişti. Bu sebeple tarihinde ilk kez dış borçlanma yoluna gitmiştir. Bu karar müttefikleri İngiltere ve Fransa tarafından büyük destek görmüştür. Bu ilk borçla savaş masraflarını karşılayamayan Osmanlı ikinci kez borçlanma yoluna gitmiştir. Ayrıca bu borçlanmaların denetimi yabancı bir komisyona verilmiştir. Bu da Osmanlı Devleti’nin mali açıdan yabancı kontrolüne girmesinin başlangıcıdır.
Kırım Savaşı ve Paris Antlaşması’ndan en karlı çıkan ülke İngiltere olmuştur. Rusya’nın Karadeniz’de askeri gücünün olmaması bu neticede Akdeniz’den uzak kalması demektir. Akdeniz, ticaret yollarının kalbiydi ve aynı zamanda da sömürgelerine giden yoldu. Yakındoğu ticareti için de önemli olan Akdeniz’de güçlü Bir Rusya’nın olmaması en çok İngiltere’nin işine yaramıştır. Paris Antlaşması uzun süreli bir barış sağlamamıştır. Islahat Fermanı temelinde Osmanlı’nın iç işlerine dolaylı bir şekilde karışan Avrupa sözünü tutmamıştır. Ülke içinde karışıklık ve parçalanmaya sebep olmuştur. 1870 yılına kadar uluslararası dengeyi sağlayan Paris Antlaşması, Prusya’nın Fransa’yı yenmesi ve Alman Milli Birliği’nin kurulmasıyla önemini kaybetmiştir.
İlginizi Çekebilir: Britanya Savaşı
İçerik hizmetlerimiz için iletişime geç!. Gençliğin gücüyle firmalara değer katma arzusuyla..