Gençlere değer katacak içeriklere Google Haberler'den abone olmak ister misiniz?.Google Haberlere Abone Ol. Gençliğe değer katma arzusuyla..
Sanat eserlerinin yaşatmış oldukları yoğun güzellik hissi ile her zaman insanlar üzerinde ruhsal ve bedensel etkiler bırakan büyüleyici bir tarafı vardır. Bu durum insanlık tarihi boyunca bu şekilde süregelmiş ve sanat tarih boyunca hep ön planda olan bir alan olmuştur. Fakat bazı kişilerin sanata karşı duydukları aşırı ilgi psikolojik rahatsızlık boyutuna ulaşabilir. Halk arasında “sanat zehirlenmesi” olarak bilinen stendhal sendromu, kişilerin sanat eserlerine duyduğu aşırı ilgi ve beğeni sonucu ortaya çıkar. Stendhal sendromu, sanat eserlerinin güzelliği, ihtişamı ve insanı büyüleyen havası karşısında kalp atışlarında hızlanma, baş dönmesi, büyük bir şaşkınlık ve baygınlık geçirme belirtileri ile kendini gösterir. Daha ileri boyutlarda bu durum halüsinasyon görmeye kadar ilerleyebilir. Tedavi planı da stendhal sendromunun sahip olduğu bu özelliklere göre gerçekleştirilmelidir.
Peki, stendhal sendromu belirtileri nelerdir? Nasıl bir tedavi uygulanır? Stendhal sendromu hakkında detaylara yer verdiğimiz yazımızı okumaya devam edebilirsiniz.
Stendhal Sendromu Nedir?
Florance sendromu olarak da tanımlanan stendhal sendromu, sanat eserleri karşısında kişilerde ortaya çıkan psikosomatik bir rahatsızlıktır. Stendhal sendromu, sanat eserlerine karşı aşırı hassasiyetin yanı sıra doğa olayları ve müzik konserleri gibi çeşitli organizasyonlar karşısında da kendini gösterebilir.
Stendhal sendromu ilk olarak 19. yüzyılda, sendroma adını da veren Stendhal’ın Floransa ziyareti sırasında Giotto’nun fresklerini görmesi sonucu hissettiği yoğun duyguları tanımlamasıyla ortaya çıkmıştır. Bunun ardından bu etkileri daha aşırı gösteren insanlara Stendhal sendromu tanısı konmaya başlanmıştır. İlk ve insanlar arasında en yoğun şekilde Floransa’da görülmesi üzerine sendroma Floransa sendromu da denilmektedir.
Stendhal sendromu, sanatseverlerde sıklıkla karşılaşılan ve yoğun bir şekilde kendini gösteren bir durumdur. Bu durumu yaşayan birçok örnek vaka görmek mümkündür. Öyle ki tarihte Dostoyevski ile Proust gibi yazarların da stendhal sendromunu yaşadıkları bilinmektedir. Dostoyevski Basle’deki müzede Hanns Holbein’in ünlü şaheseri Ölü Mesih’i incelerken stendhal sendromuna işaret eden bazı belirtileri yaşamıştır. Bununla birlikte, Sigmund Freud ve Carl Jung gibi farklı alanlarda önemli isimlerin de sonradan anlaşıldığı üzere stendhal sendromuna yakalandığı belirlenmiştir.
Stendhal Sendromu Belirtileri Nelerdir?
Stendhal sendromunda kişiler sanat eserleriyle kurdukları yoğun bir bağ sonucu bedensel ve psikolojik birçok belirti gösterebilirler. Bu sendromun en sık görülen belirtisi, etkileyici bir sanat eseri karşısında kendinden geçen, başı dönen, hatta bayılan insanlar görülmesidir. Belirtiler, kişilerin hayran oldukları sanat eserlerini aşırı içselleştirme, gerçek dışı yorumlamalarda bulunma ve bilinç belirsizliği olarak ortaya çıkmaktadır. Fiziksel ve psikolojik olarak son derece yorucu ve kişileri zorlayıcı olan bu sendrom özellikle panik atağa sahip kişilerin deneyimlediği belirli semptomlarla ortak olan özellikleri tanımaktadır.
Ortaya çıkan bu belirtiler kişilerin bireysel özelliklerini de içine alan çok geniş bir dizi ile kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Fakat genel olarak bu sendromun görüldüğü kişilerde ortaya çıkan belirtileri fiziksel ve psikolojik belirtiler olmak üzere iki grupta inceleyebiliriz. Bu belirtiler;
Psikolojik Belirtiler
- Halüsinasyon
- Duygu- durum Bozuklukları
- Panik Atak
- Kısa Süreli Hafıza Kaybı
- Dikkat Dağınıklığı
Fiziksel Belirtiler
- Hızlı Kalp Atışı
- Nefes Darlığı
- Göğüste Baskı
- Baş Dönmesi ve Baş Ağrısı
- Bayılma
- Mide Bulantısı
- Ağız Kuruluğu
- Terleme
- Bulanık Görme
gibi durumlardır. Stendhal sendromu için her belirti bir arada görülmeyeceği gibi belirtiler kişilerde farklı düzeylerde ve sıklıklarda meydana gelebilir.
Stendhal Sendromu için Nasıl Tedavi Uygulanır?
Psikolojik bir rahatsızlık olan stendhal sendromu tedavi planından önce durumun tespit edilmesi gerekir. Psikoloji kökenli bir durum olması nedeniyle ancak bir uzman eşliğinde psikolojik testler yardımıyla durum tespit edilebilir. Floransa, Vatikan, Louvre müzeleri gibi önemli eserlerin yer aldığı müzeleri gezerken ya da müzik konserleri ve festivalleri sırasında sıklıkla bu durum ile karşılaşılabilir. Kişiler aşırı bir rahatsızlık hissetmedikçe durumu fark edemeyebilir ve tedavi için bir uzmana gitmeyebilir. Ancak aşırı tepkiler sonucu psikiyatri servisi stendhal sendromu tanısını koyabilir.
Stendhal sendromu her kişide aynı belirtiler ile kendini göstermeyebilir. Her kişinin kendi karakteristik özellikleri ile sendromun kendini gösterme şekli çeşitlilik gösterir. Kişilerin karakter özelliklerinin yanı sıra resim, heykel fotoğraf gibi sanat eserinin türüne göre de farklı tepkiler ortaya çıkabilir. Bu nedenle tedavinin kişinin karakter yapısı, bireysel özellikleri ve psikiyatrik öyküsü dikkate alınarak planlanması son derece önemlidir.
Stendhal sendromunun erken fark edilmesi ve tedavi planının yapılması daha sonra ortaya çıkabilecek problemlerin önüne geçilmesi sağlar. Bu sendromu yoğun bir şekilde yaşayan kişiler psikolojik destek almadıkları durumlarda yaşam kaliteleri de ciddi oranda düşecektir. Hatta daha ağır vakalarda bayılmalar sırasında düşme sonucu yaralanmalar ve atak sırasında kendine ve çevresindekilere zarar verme durumları görülebilir. Aynı zamanda etkili bir tedaviden kaçınıldığı durumlarda sendrom giderek artarak kişide utanç, anksiyete, stres ve depresyon gibi diğer psikolojik rahatsızlıkların da ortaya çıkmasına neden olabilir.
Bu nedenle stendhal sendromu belirtileri ile karşılaşıldığı durumlarda alanında uzman kişilerden psikoterapi desteği almak en etkili yöntem olacaktır. Stendhal sendromu tedavisinde sıklıkla Bilişsel Davranışçı terapi yaklaşımı kullanılmaktadır. Ağır vakalarda psikoterapiye ek olarak ilaç tedavisine de ihtiyaç duyulabilir. Bununla birlikte stendhal sendromu yaşayan kişilere psikoeğitim desteği ile birlikte önleyici çalışmalarla da destek sağlanabilir.
Bu yazımızda, sanata karşı yoğun hisler sonucu kişilerde ortaya çıkan psikosomatik rahatsızlıklar grubunda yer alan stendhal sendromuna değindik. Sanat zehirlenmesi olarak da bilinen stendhal sendromu, 19. yüzyılda Stendhal tarafından bulunarak psikoloji literatüründeki yerini almıştır. Keyifli okumalar dileriz.
İlginizi Çekebilir: Günümüzde En Çok Duyulan Sendrom Çeşitleri & 20 Meşhur Sendrom
İçerik hizmetlerimiz için iletişime geç!. Gençliğin gücüyle firmalara değer katma arzusuyla..