Gençlere değer katacak içeriklere Google Haberler'den abone olmak ister misiniz?.Google Haberlere Abone Ol. Gençliğe değer katma arzusuyla..
Talas Savaşı, 751 yılında günümüz Kırgızistan yakınlarındaki Talas Nehri yakınlarında meydana gelmiştir. Savaş Çin ordularının bağlı bulunduğu Tang Hanedanlığı ile Arap İslam Devleti’nin yeni hâkimi Abbasiler tarafından gerçekleştirilmiştir. Talas Savaşı gerek Çin gerekse Abbasi kaynaklarında Abbasi galibiyetiyle sona ermiştir.
İslam’ın Asya’da Yayılımı
Talas Savaşı sadece Çin ve Abbasi ordularından ziyade müttefik ve paralı asker ordularını da karşı karşıya getiren bir savaş olmuştur. Aynı zaman da Orta-Asya Moğol ve Türk kavimleri de bu savaşta savaşmıştır. Talas Savaşı bir savaş muharebesinden daha çok toplumları, kültürleri, dinleri ve ekonomiyi büyük oranda değiştiren, etkileyen bir savaş olmuştur. Savaşın öncesinde Emevi İslam Devleti el değiştirmiş ve Müslümanların yeni lider devleti Abbasiler olmuştur. Bağdat, Mekke, Şam ve Kudüs gibi İslamiyet için önemli merkezleri bünyesinde tutup, Orta-Doğu ve Asya ticaretinin önemli bir kısmına sahip olan Abbasiler aynı zamanda Emevi halifeleri gibi Mevali politikalarını ilk yıllarda devam ettirmemişlerdir. Bu sebeple Arap olmayan halklar tarafından benimsenen Devlet kısa zamanda siyasi birliği sağlamış ve akınlar yapacak güce erişmiştir.
750 yılında siyasi sahneye çıkan Abbasiler öncelikli hedef olarak kuzeyde Doğu Roma ve doğuda Çin güçlerini yenip Anadolu ve Hint coğrafyasına kadar yayılım göstermek istemekteydi. Halife Seffâh’ın politikaları sert ve yıkıcı olsa bile Abbasi emirleri yerel halkı önemli ölçüde adalet ve cömertlikleriyle etkilemekteydi. Özellikle Ebû Müslim Horasânî önderliğinde Abbasi orduları bütün isyan ve sınır ayaklanmalarını kısa sürede bastırmıştır. 751 yılının Ocak ayı geldiğinde İlk öncelik belirlenmiş, Çin üzerine yürüme kararı alınmıştır. O sırada Tanglar’da hazırlıklarını hızlandırmış paralı asker ve düzenli birliklerini, yaz ayında gerçekleşecek olan Talas Savaşı için hazırlamaktaydı.
Talas Savaşı Öncesi Asya’nın Durumu
Asya 8. Yüzyılın ortalarında Göktürk Kağanlığının yıkılmasıyla önemli bir siyasi boşluk içerisindeydi. Bu boşluğu, Karluk, Uygur ve Kırgız Türk boylarının yanı sıra Çinli Tang Hanedanlığı ’da doldurmaktaydı. İpek yoluna ve verimli Güney Çin topraklarına hâkim olan Tanglar 8. Yüzyılın ortası geldiğinde Asya’nın hâkim gücü olmuştur. Komşu Türk-Moğol kavimlerinin akınlarını kesmesi için bir diğer Türk Kağanlığı olan Uygur Devleti ile antlaşmalar yapıp siyasetini güçlendiren Tang Hanedanlığı önemli bir askeri gücü elinde bulundurmaktaydı.
İşler Doğu Asya için bu şekilde yürürken Orta ve Batı Asya’da Karluk, Kırgız, Moğol, Oğuz ve Hindu kavimleri çekişme içerisinde siyasi birlikten uzak haldelerdi. İşte tam da bu karışıklıkları sezen Abbasiler İslam’ı bu bölgede rahat yayabileceğini düşünmekteydi.
Misyonerler, askerler ve yerinde müdahalelerle Türk ve Orta-Asya kavimlerine İslam’ı tanıtmaya başlamışlardır. O dönemde Göktürklerden sonra Batı ve Orta Asya Türkleri ordularda paralı asker olarak görev yapmaktaydılar. Bu sebeple zaman zaman Araplar zaman zaman Çinliler için savaşan bu Türkler 751 yılında Talas Savaşı geldiğinde önemli bir karar vermek zorunda kalmıştır. 7.000 ila 11.000 arası tamamı hafif ve atlı süvarilerden oluşan Karluk askeri boyu, Talas Savaşı geldiğinde parasını ve itibarını daha fazla veren Çin için mi yoksa ezeli ve ebedi düşmanın düşmanı olan Abbasiler için mi savaşacağını savaşın başında seçecektir.
Talas Savaşı 751 – Talas Ovası
Tang ana ordusu piyade sınıfından oluşmaktaydı. Dönemin ikmal arabaları ve atlı taşıma birlikleri başkent Çangan’dan yola çıkmıştı. Çin ordusu o dönemlerde süvari askeri birliklerini komşu Türk ve Moğol akıncılarından sağlamaktaydı. Bu süvarileri paralı asker olarak kullanan Çinliler böylece yüksek miktarda asker gücüne ulaşabilmekteydi. Abbasi ordusu ise ilerleyen yıllarda Memlük Atlısı olarak evirilecek Zırhlı atlı birlikler ve hafif zırhlı piyade sınıfından oluşmaktaydı. Abbasi ordusunun çoğunluğu piyade okçulardan oluştuğu için girilen savaşlarda arazi ve tepe üstünlüğü Abbasiler için vazgeçilmezdi.
Talas yakınlarına ulaşan Tang ordusunu Li Siye ve Gao Xianzhi komuta etmekteydi. Abbasi ordusuna ise Ziyad ibn Salih komuta etmekteydi. Abbasi diplomatları bölgedeki Türklerin öneminden yönetime bahsetmiş ve onları taraflarına çekmek için mücadele etmişlerdir. Çin kaynaklarında Talas Savaşı başında Çin ordusunda bulunan Karluk Türklerinin savaş esnasında taraf değiştirerek Çin ordusunu sarmasından bahsederken, Abbasi ve İslam kaynakları Karlukların çoğunluğunun savaşın başından itibaren Abbasi ordusu ile hareket ettiğini yazmaktadır. Sonuç olarak günler süren Talas savaşı sayı ve ikmal gücünü elinde bulunduran Abbasi ordusunun zaferiyle sonuçlanmıştır.
Çin orduları dağınık bir şekilde kaçarken önemli kayıplar vermiştir. İmparatorluğa bağlı özel askerler ise komutan ve üst düzey diplomatların Çin ülkesine dönmesi için özel bir gayret göstermiştir.
Talas Savaşı Sonuçları
Talas Savaşı oluşumu ve sonuçları açısından, İslam dini ile birlikte birçok kültürün ve dinin değişmesine vesile olmuştur. Talas Savaşı sonucunda Abbasiler Asya’nın içlerine kadar ilerleme fırsatı bulurken, Karluk boyu kendisine bu coğrafyada önemli bir alan açmıştır. Abbasi halifeleri bu savaşın ardından Türkleri ordusunda kullanmaya başlamış ve Türklerin İslam’la tanışma süreci başlamıştır. Maddeler halinde incelediğimizde;
- Abbasiler doğusunda siyasi birliği sağlamayı başarmıştır.
- Karluk, Oğuz ve Uygur Türkleri İslamiyet etkisine girmeye başlamıştır.
- Türkler Abbasi Ordusunun ana kuvvetlerine alınmaya başlamıştır.
- Horasan ve çevresi İslam’ın yeni merkezi haline dönüştürülmüştür.
- Çin İpek Yolundaki sarsılmazlığını kaybetmiştir.
- Çin’de kullanılan kâğıt, pusula ve barut gibi önemli gelişmeler İpek yolu üzerinden Arap Coğrafyasına tanıtılmıştır.
Birçok sonuca vesile olan Talas Savaşı Türk Tarihinin de önemli mihenk taşlarından olmuştur.
Türkler’in İslam’la Tanışması
Türk Tarihi, Hun-Göktürk Kağanlığı dönemlerinde Gök Tengri dışında bir tanrının varlığına inanmamış lakin diğer milletlerin dinlerine de hakaret etmemişlerdir. Göktürklerin çöküşüyle, Uygurlar Manihaizm ile Hazarlar Musevilikle Gagavuz ve Macarlar ise Hristiyanlık ile tanışmış o dinlerin etkisine girmiştir. Karluklar Tengri inancına bağlılıkları ile birlikte Abbasi ordusu ve şehirlerinde görevler almaya başlamıştır. Bu süreç tarih sayfalarında hâlâ bir tartışma konusudur. Abbasi emir ve beyleri Türk yerleşkelerinde İslam’ı yayarken birçok insanın ölmesine sebep olmuşlardır.
Özellikle Emevi Devletinden kalma Mevali politikası, sınır kentlerinde devam etmekte, Arap olmayan nüfus üzerinde kölelik ve zulüm yaygınlaşmıştı. Bu coğrafyada Emeviler-Abbasiler-Eyyubiler dönemleri Türk ve yerel halka baskı ve kölelik yaygınlaşsa da bu politik ve siyasi sebepleri içeren önemli bir konudur. Lakin Türklerin silah zoruyla dinini değiştirmeyecek olması da su götürmez bir gerçektir.
Gerek şehir yaşamına alıştırılan, gerek rahat bir yaşam isteyen Karluk Türkleri, Abbasi ordusunda daha da yükselmek adına İslamlaşmaya başlamıştır. Müslümanlık etkisine giren Karluk Türkleri sonuç odaklı bakacak olursak İslam’la ilk yakınlaşmasına Talas Savaşı sonrası girmiştir. Karluklarla başlayan bu dönem, Karahanlı ve Oğuz boylarıyla birlikte İslam’ın sancağını eline alıp, Halifeliğe kadar yükselecektir.
Talas’tan Balasagun’a Karahanlılar
Karluklar Göktürk Kağanlığının dağılmasıyla bölgede gücünü kaybetmemek adına Uygurların himayesine girmiştir. Karluk Türk boyu konargöçer yaşamdan Uygurlar gibi ayrılmayıp bu geleneği Uygur topraklarında sürdürmüştür. Uygurların çözülmesiyle, Atlarını bir asra yakın süre özgürce Orta-Asya’da süren Karluklar Çin ve Abbasi ordularında paralı askerlik yapmışlardır. Ardından 840 yılında Uygur, Kırgız ve Karluk boylarının da çabalarıyla Karahanlı Devleti kurulmuştur. Karahanlılar bu boyları bünyesine katıp güçlenmesini sürdürmüştür. Ve Karlukların da etkisi ile Karahanlı Devleti ilk büyük Türk-İslam Devleti olmuştur.
Değerlendirme
Talas Savaşı için Asya ve İpek Yolu Ticaretinin ganimetleri, İslam’ın yayılma çabası ve güç taşmaları birer savaş sebebi oluşturmuşlardır. Savaşın ardından Abbasi Devleti Asya’nın içlerinde ilerlemiş ve bölge halkını İslamlaştırmıştır. Doğuda siyasi birlik sağlandıktan sonra ise, Kuzey de ve Batıda fetihler yapan Abbasiler özellikle Talas Savaşı ardından 786 yılında tahta geçen Halife Harun Reşid döneminde gücünün zirvesine ulaşmıştır. Tang Hanedanı ise Talas Savaşı ardından duraklama dönemine girmiş, lakin Uygur Devleti’ninde yardımlarıyla kısa sürede toparlanabilmişlerdir.
Bu savaşların bir diğer büyük neticesi ise, İslam Coğrafyasının kâğıt ve barut ile tanışması olmuştur. Bu sayede küçük çaplı patlayıcılar, kitaplar ve el yazmaları Abbasi ülkesinde yayılmış, bilim İslam Medeniyetinin öncülüğüne geçmiştir. 3 farklı Milleti büyük ölçüde etkileyen Talas Savaşı Tarihin en önemli Muharebelerinden birisi olmuştur. İyi okumalar.
İlginizi Çekebilir: Yüzyıl Savaşları
İçerik hizmetlerimiz için iletişime geç!. Gençliğin gücüyle firmalara değer katma arzusuyla..