Gençlere değer katacak içeriklere Google Haberler'den abone olmak ister misiniz?.Google Haberlere Abone Ol. Gençliğe değer katma arzusuyla..
Açılış
Merhaba bu yazımda uluslararası hukuka giriş ve uluslararası hukukun dayandığı kaynakla ilgili farklı görüşlerden söz edeceğim. İyi okumalar 😊
Giriş
Uluslararası hukuku değişik isimlerle adlandırmak mümkündür. Örneğin; devletler hukuku, milletlerarası hukuk, devletler umumi hukuku gibi isimler de uluslararası hukuktan bahsederken kullanılan kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Uluslararası Hukukun Tanımı ve Hukuk Düzeni İçerisindeki Yeri
Uluslararası hukukun tanımı yapılırken farklı tanımlara yer vermek mümkündür. Enver Bozkurt’un tanımına göre uluslararası hukuk; “milletlerarası toplumun üyeleri arasındaki ilişkileri” düzenler. Uluslararası Sürekli Adalet Divanı ise Bozkurt Lotus kararında uluslararası hukukun tanımını şu şekilde yapmıştır: “uluslararası hukuk bağımsız devletler arasındaki ilişkileri yönetmektedir.” Günümüzde ise devletlerin yanı sıra uluslararası örgütler de suje niteliği kazanmış ve uluslararası hukukun bir sujesi olarak yerini almıştır. Modern hukuk anlayışına göre bir tanımlama yaptığımız zaman uluslararası hukukun sujeleri olarak tam bağımsız devletler, milletlerarası örgütler, yetkileri sınırlı devletler, sui generis bazı topluluklar (nevi,şahsına münhasır) ve devletler hukukunun çerçevesini çizdiği koruma alanları içinde gerçek kişilerdir. Yani milletlerarası örgütlerle gerçek kişiler arasındaki ilişkiler de uluslararası hukukun kapsama alanına girebilir. Yani Enver Bozkurt’un söylediği üzerine “ Devletler, uzun süre devletler hukukunun asli ve tek sujesi olarak, milletlerarası toplumu oluşturmuş olsalar da, bugün kendisi dışında sujelerin ortaya çıktığı da inkar edilemez bir olgudur.”
Uluslararası hukuk, hukuk fakültelerinde kamu hukuku bölümünde bir anabilim dalıdır.
Uluslararası Hukukun Dayanağı
Uluslararası hukukun kaynağını nereden yer aldığı hususunda farklı görüşler mevcuttur.Bu görüşleri üç kategori altında toparlayarak kısaca açıklayalım.
Doğal (Tabii) Hukuk Görüşü
Bu görüşe göre devletler de insanlar gibi doğal haklara sahiptirler. Bu görüşe göre tüm hukukun dayanağı doğal hukuktur. Devletler hukukunu doğal hukukun bir uzantısı olarak görenlere ise “Natüralistler” denmektedir. Bu görüşe göre doğada bireylerin ve devletlerin iradesi dışında bir düzen bulunmaktadır ve bu düzen bazı kaçınılmaz kuralları da beraberinde getirir. Doğal hukukun ilk devresinde doğada şaşmaz bir düzen vardır ve doğada olan her şeyin bir amacı vardır anlayışından hareket edilmiştir, doğal hukukun ikinci devresinde ise skolastik tabii hukuk görüşü hakimdir. Doğal hukukun bu devrede dini temellere dayandırıldığını görmekteyiz bu yüzden de kutsal bir iradenin varlığına atıfta bulunulduğunu söyleyebiliriz. Doğal hukukun son devresini ise akla dayanan doğal hukuk görüşü oluşturur. Burada doğanın şaşmaz kuralları veya kutsal iradeye bir atıf söz konusu değildir. Burada doğadaki düzen incelenerek insan aklının ortaya koyduğu kurallar bütünü esas alınır.
Doğal hukukta ikici bir durum söz konusudur. Bir yanda olan hukuk yer alırken diğer yanda olması gereken hukuk yer alır. Burada bir çatışma söz konusudur.
Doğal hukuk anlayışının öncü isimlerinden Hugo Grotius’a göre doğal hukuk kuralları aklın bazı ilkelerinin bir bütünüdür ve bu ilkeler zorunlu bir nitelik taşır. Bundan mütevellit bu ilkeler ayrım gözetilmeksizin hem devletlere hem de bireylere uygulanmalıdır.
Devletler hukukunun dayanağı olarak doğal hukuk görüşünün pek kabul gördüğü söylenemez. Bunun sebebi ise olması gereken hukuktan söz edildiği zaman birden fazla görüşün ortaya çıkması yani subjektifliğidir. Doğal hukukunun üç evresi bile kendi içlerinde farklı yorumlara yer verilebilecek mahiyette olduğundan sistematik bir durumun pek de söz konusu olmadığını söyleyebiliriz. Milletlerarası yargı organı kararlarında da uluslararası hukukun dayanağının doğal hukuk öğretisine dayandırılmadığını görmekteyiz. Bundan dolayı herkes için uygulanan bir hukuk kuralı söz konusu olmadığından bu öğretinin pek de geçerliliği kalmadığını söyleyebiliriz.
Subjektivist (İradeci) Görüşler
Burada devletlerin iradesi esas alınır. Bir toplumun hukuk kuralları, o toplumun iradelerinin bir tezahürüdür. Kuralların dayanağı olarak devlet iradesini kabul eden görüşler, iki alt kategoriye ayrılabilir.
- Kendi kendini sınırlama görüşü
- Ortak irade görüşü
Kendi Kendini Sınırlama Görüşü
Bu görüşün öncü ismi Georg Jellinek’tir. Bu görüşe göre her hukuk kuralı devlet tarafından konulur. Devletler iç ve dış hukukta tek ve üstün birimdir. Bundan mütevellit devletler kendileri dışında bir otoriteye bağlı değildir. Milletlerin ortak rızası milletlerarası ilişkilerde ana unsurdur. Devletler, devletler hukukunun oluşumunda ana etkendir. Bu husus şu sonucu doğurabilir devletler devletler hukukunu iradeleriyle ortadan kaldırabilir çünkü devletler devletler hukukunu meydana getirmiştir ve devlet başka bir otoriteye bağlı olmadığından ve tek kendi kuralı geçerli sayıldığından devletler hukuku bağlamında bir bağlayıcılık ortaya çıkmayacaktır.
Ortak İrade Görüşü
Heinrich Tripel ortak irade görüşünü savunmuştur. Kendi kendini sınırlama görüşünde eleştirdiğimiz hususa atıfta bulunarak uluslararası hukukta bir kuralın bağlayıcı bir nitelik arz etmesi için devletlerin ortak bir iradesinin meydana gelmesinin gerekliliğini kendisi de ifade etmiştir. Yani burada kendi kendini sınırlama görüşündeki gibi devletlerin münferit iradesi baz alınmamakta devletlerin iradelerinin birleşmesinin ürünü olan ortak irade esas alınmaktadır. Oluşan ortak irade, münferit bir devlet iradesinden üstün ve ondan bağımsız bir nitelik arz eder. Alman hukuk terminolojisinde bu husus “vereinbarug” şeklinde ifade edilir. Ancak bahsettiğimiz bu bağlayıcılık unsurunu Tripel,”devletin kendi iradesi sonucu bu kural ortaya konulduğundan devletin kendisini bu kurallar karşısında bağlı hissedeceği şeklinde” yanıtlamıştır. Bu durum da beraberinde şu eleştiriyi meydana getirmiştir. Tripel, devletin kendini ortak irade sonucu oluşan kurallara bağlı hissetmesini hukuki bir bağlayıcılıktan ziyade hukuk dışı bir bakış açısıyla açıklamaya çalıştığından bu kuralların kolayca serbest iradelerle de kaldırılabileceğini söyleyebiliriz. Bir devletin bile iradesini değiştirmesi ortak iradenin ortadan kalkmasına yetecek kudrettedir. Bu ortak irade milletlerarası antlaşmalarla açıklanmalıdır.
Objektivist Görüşler
Normcu Görüş
Bu görüşün kurucusu Hans Kelsen’dir. Görüşlerine Saf Hukuk Teorisi adlı eserinde yer vermiştir. Bu teoriye göre saf hukuk, hukukun politikadan, ahlaktan, sosyolojiden ve tarihten arınmış olmasını ifade etmektedir. Devletler hukuku için önemli olan ise devletin emretme gücünü ele geçirmiş olmasıdır. Devletler hukuku kuralları geçerliliğini devletlerin birbirleriyle olan ilişkilerinden alır.
Sosyolojik Görüş
Bu görüşün öncü ismi Georges Scelle’dir. Fikirlerini “nerede toplum varsa orda hukuk vardır.” mottosuna dayandırır. Hukuk kuralları ise mevcut toplumsal dayanışmadan meydana gelmektedir. Kanun koyucu toplumsal dayanışmadan doğan kurallar bütününü şekillendiren kişi mahiyetindedir. Milletlerarası toplum ise milletler arası farklılıklardan ötürü daha zayıf kalmaktadır. Milletlerarası tolumdaki zayıflık kuralların konulmasında kendisini gösterir.
Tüm bu görüşlere baktığımız zaman eleştirilecek yanlarının söz konusu olabileceğini görmekteyiz. Bu konuda tek bir görüşün benimsenmesi söz konusu olamamaktadır. Milletlerarası Adalet Divanı da farklı farklı kararlarında, değişik görüşleri birbirleriyle harmanlamıştır.
Devlet Kavramı
Enver Bozkurt’un tanımına göre devlet, ”belirli bir toprak parçası üzerinde yaşayan insan topluluğunun, herhangi bir siyasal otoriteye bağlı olmayan örgütlü toplumsal yapısını ifade etmektedir. Buna göre devlet üç unsurdan oluşur:
- Ülke
- İnsan topluluğu
- Egemenlik veya örgütlenmiş bağımsız otorite
Genel olarak bu yazımda uluslararası hukuka giriş ve devletler hukukunun dayandığı kaynaklara değindim. Daha fazla bilgi edinmek isterseniz Enver Bozkurt’un Devletler Hukuku adlı kitabını öneririm. Okuduğunuz için teşekkürler 🙂
İlginizi Çekebilir: Borçlar Hukuku Nedir? Temel Kavramları
İçerik hizmetlerimiz için iletişime geç!. Gençliğin gücüyle firmalara değer katma arzusuyla..